Peker ‘polisi vurdu’ demişti: Azeri mafyanın İstanbul’daki anıt mezar İstanbul’da Büyükçekmece Gölü’nün kıyısındaki Karaağaç köyü girişindeki mezarlıktaki görkemli mezarın ‘Lotu Quli’ lakaplı Azeri mafya önderi Az Salifov’a ilişkin olduğun yazan Timur Soykan, 15 yıl korumalığını yapan Khayn Zeyralov tarafınca öldürülen Salifov’la ilgili soru işaretlerini tekrar gündeme getirdi.
Soykan’ın bugün Birgün gazetesinde yayınlanan yazısından bir kısım şu biçimde:
“Mezar kahverengi, değerli mermerden bir bahçe biçiminde. Dikdörtgen mozolenin etrafında sarı yıldızlar dizili, dört yanındaki mermer saksılarda taze çiçekler duruyor. Mozolenin başında meyyitin büstü var lakin üzeri beyaz bir bezle örtülmüş. Büstün gerisindeki duvarın sağında ‘Quli’ öteki yanında: Az Salifov yazıyor. Mozolenin iki yanında tıpkı mermerden oturma yerleri ihtimamla işlenmiş. Büstün tam karşısında Ender Salifov’un mermere son teknolojiyle baskı yapılmış büyük, siyah beyaz fotoğrafı var. Bir yanında Türk başka yanında Azerbaycan bayrağı mermere basılmış.
Büstün üstündeki beyaz örtü kısa mühlet öncesine kadar yoktu. Ender Salifov’un heykeli anıt mezarında sergileniyordu.
‘Lotu Quli’ lakaplı Ender Salifov, 1972 yılında Gürcistan’ın Dmanisi kentinde doğdu. Gürcistan ve Azerbaycan vatandaşı. Azerbaycan’da 1996 yılında iki çete üyesini öldürmek suçlamasıyla tutuklandı ve senelerca mahpus yattı. Cezaevinden cürüm örgütünü yönetmeye devam ediyordu ve Rusya’nın toptan sebze-meyve pazarını ele geçirmişlerdi. Cinayet, tehdit, haraç, adam kaçırma üzere bir epeyce kabahatle çetesi dehşet saçıyordu.
İKİ MAFYA ÇATIŞTI, POLİS ÖLDÜ
Rakiplerinden biri Azerbaycanlı Ali Hayderov’du. Tekraren birbirlerini öldürmeyi denediler. 9 Haziran 2014 günü Ali Hayderov ile Ender Salifov’un adamları Edirne’de buluştu. Ortalarında çatışma çıktı. Kaçan bir zanlıyı kovalayan Edirne Organize Şube Müdürlüğü’nde vazifeli polis memuru Hüseyin İmrağ kalbinden vurularak öldürüldü. Hüseyin İmrağ’ın eşi 4 aylık gebeydi. Yalnızca polisi öldüren Quli çetesinin mensubu Yetenekli Shukorov yargılandı. Bu hadiseden 7 yıl daha sonra Nisan 2021’de Ali Hayderov Moskova’da bir spor salonunda başından vurularak öldürüldü.
RUSYA’DA BAŞLAYAN MAFYA SAVAŞI
Ded Hasan, Rus mafyasının doruğundaydı ve
2013 yılında öldürüldü.
Rusya’nın yeraltı dünyasının Türkiye’ye sıçrayan savaşı, 2013 yılında ‘Ded Hasan’ lakaplı Aslan Usoyan’ın (76) öldürülmesiyle başlamıştı. Moskova’da bir lokantadan çıkarken tetikçiler tarafınca kurşun yağmuruna tutulan Ded Hasan, Ezidi bir Kürt’tü ve Rus mafyasının en zirvesindeki isimdi. Ded Hasan’ı Azerbaycanlı mafya başkanı Rövşen Caniyev öldürtmüştü. Rus mafyası intikam yemini etti ve Rövşen Caniyev’in başına 5 milyon dolar ödül konuldu.
Rövşen Caniyev’in polis olan babası Azerbaycan’da bir kabahat örgütü tarafınca öldürülmüştü. 1996’da babasının katilini mahkeme salonunda silahla öldürerek intikam aldı. Cezaevinden çıktıktan daha sonra o da artık bir kabahat örgütünün önderiydi. Az Salifov ile ortalarında savaş vardı. 2013 yılında İstanbul Başakşehir’de Az Salifov’un adamı olan Ali Gamidov’u da o öldürtmüştü. Ded Hasan cinayetinden daha sonra geçersiz kimliklerle geziyor, iz bırakmıyordu. Lakabı ‘Hayalet’ti. 6 yıl gizlenmeyi başarmıştı.
BEŞİKTAŞ’TA ÖLDÜRÜLEN ‘HAYALET’
Rövşen Caniyev, Beşiktaş’ta öldürüldü. Olay yerinde 65 kovan bulundu.
Lakin 18 Ağustos 2016 gecesi İstanbul Beşiktaş’taki lüks bir otelin yakınlarında ellerinde Uzi silahlar olan profesyonel tetikçiler onu bekliyordu. Otelden çıktıktan daha sonra cipi çapraz ateşe aldı. Rövşen Caniyev öldürüldüğünde 40 yaşındaydı. Özel uçakla Azerbaycan’a gdolayılen cenazesini 25 bin kişi karşıladı.
Rövşen Caniyev’i Az Salifov’un öldürttüğü sav edildi. Artık örgütü Rövşen Caniyev’in kardeşi Namık Caniyev yönetiyordu ve Az Salifov’u öldürmek için her yerde arıyorlardı. Caniyev çetesinin İstanbul’a gelen tetikçileri iki kere yakalanmıştı.
Ender Salifov da 8 Ekim 2018’de İstanbul polisinin operasyonuyla yakalandı. Hakkında hayli sayıda suçlama vardı fakat tutuklanmayarak deport edildi. Sedat Peker ifşalarında bu mevzuyu Türkiye’nin gündemine getirdi. Arkadaşı olan Ender Salifov’un emniyet kayıtlarında ‘polis katili’ olarak geçtiğini anlatan Sedat Peker, Mehmet Ağar’ın onun hür bırakılması için devrin İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ı aradığını argüman etti. Peker şöyleki devam etti:
“Organize şube polisini öldüren, resmi evrak var, bu adamı deportu kaldırıp Türkiye’ye getirdi, derin devletimizin başı (Mehmet Ağar’ı kastediyor). neden biliyor musunuz, Mübariz Mansimov’i öldürtmesi için. Mübariz yeri (Bodrum Yalıkavak Marina) geri almaya çalışıyor ya.”
CİNAYETİN YILDÖNÜMÜNDE ÖLDÜRÜLDÜ
Ender Salifov’u 15 yıldır korumalığını
yapan Khayn Zeyralov öldürdü.
Bu cinayeti önlediklerini anlatan Sedat Peker, Ender Salifov’a Türkiye’de durmaması gerektiğini dediğini fakat onun “Mehmet Abi ile (Mehmet Ağar) aram fazlaca iyi” diyerek dinlemediğini anlattı.
Ender Salifov 19 Ağustos 2020 tarihinde Antalya Serik’teki otelde 15 yıllık muhafazası tarafınca başından vurularak öldürüldü. Tarih; Rövşen Caniyev’in öldürülmesinin yıldönümüydü.
Sedat Peker’in ifşalarından daha sonra TRT’deki programda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ender Salifov hakkında şöyleki diyordu:
“Dünyanın 12 mafyasından birisi. Gözaltına aldık. Biroldukca insan geldi gitti, şu biçimde olsun, bu biçimde olsun diye.”
Yani, polis cinayetinden sorumlu cürüm örgütünün Azerbaycanlı önderini kurtarmak için hatırı sayılır şahıslar devreye girmişti lakin Süleyman Soylu bu şahısları açıklamadı.
CENAZEYİ AZERBAYCAN KABUL ETMEDİ
Az Salifov’un cenazesini Azerbaycan kabul etmemişti. Esenyurt Gülvadi Mezarlığı’nda toprağa verildi. Ender Salifov, Karaağaç Köyü Mezarlığı’ndaki anıt mezarı tamamlanınca buraya taşındı.
Polis cinayetinin üstündeki sır perdesi
Az Salifov’un vefatından daha sonra yerine kardeşi Namık Salifov geçti. Onun hakkında hayli değerli bir habere Gazete Duvar’dan Bahadır Özgür imza attı. Namık Salifov ve Kazakistanlı Arman Dikiy, mart ayında Alattin Çakıcı’yı ziyaret etmiş ve ona kaftan armağan etmişlerdi. Bu fotoğrafları toplumsal medya hesaplarında paylaşmışlardı. Arman Dikiy, Az Salifov’un hiç yanından ayrılmayan ortağıydı. Namık Salifov, Alattin Çakıcı’yı yurt haricinde ziyaret etmediyse Türkiye’de serbestçe dolaştığını anlıyoruz.
Bahadır Özgür’ün haberinde yayınladığı bir görüntü ise epeyce çarpıcı bir gerçeği daha ortaya koyuyor. Bu görüntüde 2014’te Edirne’de polis memuru Hüseyin İmrağ’ın öldürüldüğü çatışmanın imgeleri var. Toplumsal medyaya yüklenmiş kayıtta silah sesleri duyuluyor. Kaçan bir kişi üzerine ‘Albert’ yazılarak işaretlenmiş. ‘Albert Ryzhiy’, Ali Hayderov’un lakabı. Görüntünün devamında kameraya yanlışsız yürüyen kişinin üzerine ise Namık Salifov yazılmış. Ayrıyeten Bahadır Özgür’ün yayınladığı bir fotoğrafta çatışmadan evvel Namık Salifov’un adamlarıyla Edirne’deki otelde toplantı yaptığı görülüyor. Yani teze bakılırsa; Namık Salifov, polis memurunun öldüğü çatışmanın yaşandığı gün oradaydı.
Hüseyin İmrağ’ın öldürüldüğü olayla ilgili polis fezlekesi 5 gün daha sonra gazetelerde haber olmuştu. Fezlekede Azerbaycanlı ve Rus mafya kümelerinin çatıştığı bilgileriyla anlatılmıştı. Fakat Namık Salifov’un ismi niçinse geçmiyordu.
Hüseyin İmrağ’ın öldürülmesiyle ilgili iddianameyi inceledim. Polis fezlekesindeki bilgiler bile iddianameye konulmamıştı. Bir cümleyle mafya kümelerinin Edirne’de niye buluştuğunun ve çatıştığının belirlenemediği anlatılmıştı. Alışılmış ki Namık Salifov’un ismi da iddianamede geçmiyordu. halbuki çatışmadan daha sonra silahları saklarken yakalanan emekli polis Tufan Alpay sözünde Ender Salifov kontağını ortaya koymuştu. İşvereni olan Ender Salifov’un kardeşi Müşvik Salifov’un talimatıyla polisi öldüren Uzman Shukorov’u İstanbul’dan alıp Edirne’ye araba ile götürdüğünü söylemiş oldu.
Sanki bu iddianame niye yalnızca tetiği çeken bireyle sonlu tutuldu?
Az Salifov yakalandığında devreye giren hatırlı bireylerin bu karartmada bir dahli var mı?
Alaattin Çakıcı’ya kaftan ikram eden Namık Salifov sahiden çatışma anında kareye giren imajdaki kişi mi?
Polis cinayetinin üzerinde kalın bir sır perdesi duruyor. (YAZININ TAMAMI)
Soykan’ın bugün Birgün gazetesinde yayınlanan yazısından bir kısım şu biçimde:
“Mezar kahverengi, değerli mermerden bir bahçe biçiminde. Dikdörtgen mozolenin etrafında sarı yıldızlar dizili, dört yanındaki mermer saksılarda taze çiçekler duruyor. Mozolenin başında meyyitin büstü var lakin üzeri beyaz bir bezle örtülmüş. Büstün gerisindeki duvarın sağında ‘Quli’ öteki yanında: Az Salifov yazıyor. Mozolenin iki yanında tıpkı mermerden oturma yerleri ihtimamla işlenmiş. Büstün tam karşısında Ender Salifov’un mermere son teknolojiyle baskı yapılmış büyük, siyah beyaz fotoğrafı var. Bir yanında Türk başka yanında Azerbaycan bayrağı mermere basılmış.
Büstün üstündeki beyaz örtü kısa mühlet öncesine kadar yoktu. Ender Salifov’un heykeli anıt mezarında sergileniyordu.
‘Lotu Quli’ lakaplı Ender Salifov, 1972 yılında Gürcistan’ın Dmanisi kentinde doğdu. Gürcistan ve Azerbaycan vatandaşı. Azerbaycan’da 1996 yılında iki çete üyesini öldürmek suçlamasıyla tutuklandı ve senelerca mahpus yattı. Cezaevinden cürüm örgütünü yönetmeye devam ediyordu ve Rusya’nın toptan sebze-meyve pazarını ele geçirmişlerdi. Cinayet, tehdit, haraç, adam kaçırma üzere bir epeyce kabahatle çetesi dehşet saçıyordu.
İKİ MAFYA ÇATIŞTI, POLİS ÖLDÜ
Rakiplerinden biri Azerbaycanlı Ali Hayderov’du. Tekraren birbirlerini öldürmeyi denediler. 9 Haziran 2014 günü Ali Hayderov ile Ender Salifov’un adamları Edirne’de buluştu. Ortalarında çatışma çıktı. Kaçan bir zanlıyı kovalayan Edirne Organize Şube Müdürlüğü’nde vazifeli polis memuru Hüseyin İmrağ kalbinden vurularak öldürüldü. Hüseyin İmrağ’ın eşi 4 aylık gebeydi. Yalnızca polisi öldüren Quli çetesinin mensubu Yetenekli Shukorov yargılandı. Bu hadiseden 7 yıl daha sonra Nisan 2021’de Ali Hayderov Moskova’da bir spor salonunda başından vurularak öldürüldü.
RUSYA’DA BAŞLAYAN MAFYA SAVAŞI
Ded Hasan, Rus mafyasının doruğundaydı ve
2013 yılında öldürüldü.
Rusya’nın yeraltı dünyasının Türkiye’ye sıçrayan savaşı, 2013 yılında ‘Ded Hasan’ lakaplı Aslan Usoyan’ın (76) öldürülmesiyle başlamıştı. Moskova’da bir lokantadan çıkarken tetikçiler tarafınca kurşun yağmuruna tutulan Ded Hasan, Ezidi bir Kürt’tü ve Rus mafyasının en zirvesindeki isimdi. Ded Hasan’ı Azerbaycanlı mafya başkanı Rövşen Caniyev öldürtmüştü. Rus mafyası intikam yemini etti ve Rövşen Caniyev’in başına 5 milyon dolar ödül konuldu.
Rövşen Caniyev’in polis olan babası Azerbaycan’da bir kabahat örgütü tarafınca öldürülmüştü. 1996’da babasının katilini mahkeme salonunda silahla öldürerek intikam aldı. Cezaevinden çıktıktan daha sonra o da artık bir kabahat örgütünün önderiydi. Az Salifov ile ortalarında savaş vardı. 2013 yılında İstanbul Başakşehir’de Az Salifov’un adamı olan Ali Gamidov’u da o öldürtmüştü. Ded Hasan cinayetinden daha sonra geçersiz kimliklerle geziyor, iz bırakmıyordu. Lakabı ‘Hayalet’ti. 6 yıl gizlenmeyi başarmıştı.
BEŞİKTAŞ’TA ÖLDÜRÜLEN ‘HAYALET’
Rövşen Caniyev, Beşiktaş’ta öldürüldü. Olay yerinde 65 kovan bulundu.
Lakin 18 Ağustos 2016 gecesi İstanbul Beşiktaş’taki lüks bir otelin yakınlarında ellerinde Uzi silahlar olan profesyonel tetikçiler onu bekliyordu. Otelden çıktıktan daha sonra cipi çapraz ateşe aldı. Rövşen Caniyev öldürüldüğünde 40 yaşındaydı. Özel uçakla Azerbaycan’a gdolayılen cenazesini 25 bin kişi karşıladı.
Rövşen Caniyev’i Az Salifov’un öldürttüğü sav edildi. Artık örgütü Rövşen Caniyev’in kardeşi Namık Caniyev yönetiyordu ve Az Salifov’u öldürmek için her yerde arıyorlardı. Caniyev çetesinin İstanbul’a gelen tetikçileri iki kere yakalanmıştı.
Ender Salifov da 8 Ekim 2018’de İstanbul polisinin operasyonuyla yakalandı. Hakkında hayli sayıda suçlama vardı fakat tutuklanmayarak deport edildi. Sedat Peker ifşalarında bu mevzuyu Türkiye’nin gündemine getirdi. Arkadaşı olan Ender Salifov’un emniyet kayıtlarında ‘polis katili’ olarak geçtiğini anlatan Sedat Peker, Mehmet Ağar’ın onun hür bırakılması için devrin İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ı aradığını argüman etti. Peker şöyleki devam etti:
“Organize şube polisini öldüren, resmi evrak var, bu adamı deportu kaldırıp Türkiye’ye getirdi, derin devletimizin başı (Mehmet Ağar’ı kastediyor). neden biliyor musunuz, Mübariz Mansimov’i öldürtmesi için. Mübariz yeri (Bodrum Yalıkavak Marina) geri almaya çalışıyor ya.”
CİNAYETİN YILDÖNÜMÜNDE ÖLDÜRÜLDÜ
Ender Salifov’u 15 yıldır korumalığını
yapan Khayn Zeyralov öldürdü.
Bu cinayeti önlediklerini anlatan Sedat Peker, Ender Salifov’a Türkiye’de durmaması gerektiğini dediğini fakat onun “Mehmet Abi ile (Mehmet Ağar) aram fazlaca iyi” diyerek dinlemediğini anlattı.
Ender Salifov 19 Ağustos 2020 tarihinde Antalya Serik’teki otelde 15 yıllık muhafazası tarafınca başından vurularak öldürüldü. Tarih; Rövşen Caniyev’in öldürülmesinin yıldönümüydü.
Sedat Peker’in ifşalarından daha sonra TRT’deki programda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ender Salifov hakkında şöyleki diyordu:
“Dünyanın 12 mafyasından birisi. Gözaltına aldık. Biroldukca insan geldi gitti, şu biçimde olsun, bu biçimde olsun diye.”
Yani, polis cinayetinden sorumlu cürüm örgütünün Azerbaycanlı önderini kurtarmak için hatırı sayılır şahıslar devreye girmişti lakin Süleyman Soylu bu şahısları açıklamadı.
CENAZEYİ AZERBAYCAN KABUL ETMEDİ
Az Salifov’un cenazesini Azerbaycan kabul etmemişti. Esenyurt Gülvadi Mezarlığı’nda toprağa verildi. Ender Salifov, Karaağaç Köyü Mezarlığı’ndaki anıt mezarı tamamlanınca buraya taşındı.
Polis cinayetinin üstündeki sır perdesi
Az Salifov’un vefatından daha sonra yerine kardeşi Namık Salifov geçti. Onun hakkında hayli değerli bir habere Gazete Duvar’dan Bahadır Özgür imza attı. Namık Salifov ve Kazakistanlı Arman Dikiy, mart ayında Alattin Çakıcı’yı ziyaret etmiş ve ona kaftan armağan etmişlerdi. Bu fotoğrafları toplumsal medya hesaplarında paylaşmışlardı. Arman Dikiy, Az Salifov’un hiç yanından ayrılmayan ortağıydı. Namık Salifov, Alattin Çakıcı’yı yurt haricinde ziyaret etmediyse Türkiye’de serbestçe dolaştığını anlıyoruz.
Bahadır Özgür’ün haberinde yayınladığı bir görüntü ise epeyce çarpıcı bir gerçeği daha ortaya koyuyor. Bu görüntüde 2014’te Edirne’de polis memuru Hüseyin İmrağ’ın öldürüldüğü çatışmanın imgeleri var. Toplumsal medyaya yüklenmiş kayıtta silah sesleri duyuluyor. Kaçan bir kişi üzerine ‘Albert’ yazılarak işaretlenmiş. ‘Albert Ryzhiy’, Ali Hayderov’un lakabı. Görüntünün devamında kameraya yanlışsız yürüyen kişinin üzerine ise Namık Salifov yazılmış. Ayrıyeten Bahadır Özgür’ün yayınladığı bir fotoğrafta çatışmadan evvel Namık Salifov’un adamlarıyla Edirne’deki otelde toplantı yaptığı görülüyor. Yani teze bakılırsa; Namık Salifov, polis memurunun öldüğü çatışmanın yaşandığı gün oradaydı.
Hüseyin İmrağ’ın öldürüldüğü olayla ilgili polis fezlekesi 5 gün daha sonra gazetelerde haber olmuştu. Fezlekede Azerbaycanlı ve Rus mafya kümelerinin çatıştığı bilgileriyla anlatılmıştı. Fakat Namık Salifov’un ismi niçinse geçmiyordu.
Hüseyin İmrağ’ın öldürülmesiyle ilgili iddianameyi inceledim. Polis fezlekesindeki bilgiler bile iddianameye konulmamıştı. Bir cümleyle mafya kümelerinin Edirne’de niye buluştuğunun ve çatıştığının belirlenemediği anlatılmıştı. Alışılmış ki Namık Salifov’un ismi da iddianamede geçmiyordu. halbuki çatışmadan daha sonra silahları saklarken yakalanan emekli polis Tufan Alpay sözünde Ender Salifov kontağını ortaya koymuştu. İşvereni olan Ender Salifov’un kardeşi Müşvik Salifov’un talimatıyla polisi öldüren Uzman Shukorov’u İstanbul’dan alıp Edirne’ye araba ile götürdüğünü söylemiş oldu.
Sanki bu iddianame niye yalnızca tetiği çeken bireyle sonlu tutuldu?
Az Salifov yakalandığında devreye giren hatırlı bireylerin bu karartmada bir dahli var mı?
Alaattin Çakıcı’ya kaftan ikram eden Namık Salifov sahiden çatışma anında kareye giren imajdaki kişi mi?
Polis cinayetinin üzerinde kalın bir sır perdesi duruyor. (YAZININ TAMAMI)