Nuray Mert: ‘İktidar etraflarına yakınlık’ imalarına sessiz kalamazdım Müellif Nuray Mert, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2005 yılında gazeteci Serdar Akinan’ın ‘boğazını sıktığından kendisinin de haberdar olduğu’ savlarına reaksiyon gösterdi.
Akinan, “yaşamımın Haberi” başlıklı kitabında, 6 Ocak 2005 tarihinde, bu biçimde Başbakan olan Erdoğan’ın, bir dış seyahat esnasında, bir orta kendisini köşeye çekip, ‘tarizde bulunduğunu ve boğazını sıktığını” yazdı. Akinan mevzuyu, Nuray Mert’e anlattığını ve Mert’in de Yeni Şafak gazetesi müellifleri Akif Beki ve Mustafa Karaalioğlu ile görüşmesini tavsiye ettiğini ileri sürdü.
Mert bu savlara reaksiyon gösterirken Independent Türkçe’de yayınlanan “Sessiz kalamazdım” başlıklı yazısında şu görüşlere yer verdi:
“Serdar’a hangi periyotta ne tavsiye ettiğimi sahiden hatırlamıyorum, lakin ‘Başbakan’ın boğazını sıkmış olduğunu’ duyduğumda, bunu kolay bir olay üzere görüp, aracılık edecek, ‘sen en yeterlisi bu arkadaşlarla konuş’ diyecek tıynette biri olmadığımı söylemeyi zul sayarım. (…) Lakin asıl değerlisi, Yeni Şafak ve AK Parti’ye mensup bir fazlaca arkadaşım bulunmasına karşın hiç bir devir, bu etraf ile siyasi fikir birliği ortasında olmamış olduğumdur. (…) Hal bu biçimde iken, ima üzerinden de olsa, ismimin ‘iktidar etrafına yakınlık’, ‘arabuluculuk’ çerçevesinde zikredilmiş olması sessiz kalabileceğim bir bahis değildir.” (HABER MERREZİ)
(YAZININ TAMAMI)
Akinan, “yaşamımın Haberi” başlıklı kitabında, 6 Ocak 2005 tarihinde, bu biçimde Başbakan olan Erdoğan’ın, bir dış seyahat esnasında, bir orta kendisini köşeye çekip, ‘tarizde bulunduğunu ve boğazını sıktığını” yazdı. Akinan mevzuyu, Nuray Mert’e anlattığını ve Mert’in de Yeni Şafak gazetesi müellifleri Akif Beki ve Mustafa Karaalioğlu ile görüşmesini tavsiye ettiğini ileri sürdü.
Mert bu savlara reaksiyon gösterirken Independent Türkçe’de yayınlanan “Sessiz kalamazdım” başlıklı yazısında şu görüşlere yer verdi:
“Serdar’a hangi periyotta ne tavsiye ettiğimi sahiden hatırlamıyorum, lakin ‘Başbakan’ın boğazını sıkmış olduğunu’ duyduğumda, bunu kolay bir olay üzere görüp, aracılık edecek, ‘sen en yeterlisi bu arkadaşlarla konuş’ diyecek tıynette biri olmadığımı söylemeyi zul sayarım. (…) Lakin asıl değerlisi, Yeni Şafak ve AK Parti’ye mensup bir fazlaca arkadaşım bulunmasına karşın hiç bir devir, bu etraf ile siyasi fikir birliği ortasında olmamış olduğumdur. (…) Hal bu biçimde iken, ima üzerinden de olsa, ismimin ‘iktidar etrafına yakınlık’, ‘arabuluculuk’ çerçevesinde zikredilmiş olması sessiz kalabileceğim bir bahis değildir.” (HABER MERREZİ)
(YAZININ TAMAMI)