Coney Adası Tahta Kaldırımında Yılanlar (ve bir Wallaby) için Yaz Yaz
13 yaşındaki bir kız, Coney Adası’ndaki tahta kaldırımda yüzlerce insanın önünde dev bir yılanı omuzlarının üzerinden attığında, bariz soru şu oluyor: Bunun bununla ne ilgisi var? Bunu neden yapıyorum? – düşmek.
Acımasız ağırlığı ve rahatsız edici derecede serin, dalgalı kütlesi kollarınızdan ve boynunuzdan aşağı doğru dalgalanıyor. Bu bir bakıma aydınlatıcıdır: Endişeleriniz, endişeleriniz ve hayalleriniz geride kaldı. Sadece sen ve yılan var.
Bu, Coney Adası’ndaki “Yılan Yazı”ydı; çürük ve dengesiz tahtalar boyunca gelip giden sayısız fantastik gösterinin sonuncusuydu. Sadece 5 dolar karşılığında siz de canlı fareleri yiyen ve üzerinize fare yiyen ağır bir şey yerleştirildiğinde doğal olarak oluşan ani sarsıntılardan hoşlanmayan 40 kiloluk bir boa ile selfie çekebilirsiniz.
Coney Adası’nda fotoğraflanabilecek yaban hayatının çeşitliliği, bu ay genç bir adamın evcil hayvanı Avustralya yerlisi kanguruya polis tarafından tahta kaldırımda el konulduğunda manşetlere çıktı. Yakınlarda yaşayan 23 yaşındaki Mike Gibbons adlı adama valabi beslemek için izne ihtiyacı olduğu söylendi ve evcil hayvanı Long Island’daki bir hayvan barınağına götürüldü.
19 Ağustos’ta yaşanan bu olay, son birkaç haftadır Coney Island’ı ziyaret eden ve insanların Nathan’s Famous’ı yemek için oturdukları yerden sadece birkaç metre ötede sergilenen çok sayıda yaratığı gözlemleyen hiç kimse için sürpriz olmadı. Aslında, her 12 feet’te bir kişinin kişisel buzdolaplarından açıkça bira ve likör sattığı bir yerde, izin olmadan valabi en bariz şey olmazdı.
Pazar günü kafasının üstünde bir papağanla gezinti yolunda kararlı bir şekilde duran Bay Gibbons, “Aslında bunlar, kedi ya da köpek dışında hiç kimsenin bir hayvana sahip olması için tasarlanmamıştır” dedi. Diğer evcil hayvanını özlüyor: “Oldukça fazla araştırma yaptım. Wallabies yaşam alanıma uyum sağlıyor. Sadece etrafta zıplayıp duruyor. Ona oynaması için oyuncaklar veriyorum.” Şöyle ekledi: “Sınırlarımı biliyorum. Ben kaplan edinmek isteyen insanlardan değilim.”
(Ama cidden: gezinti kaplanı.)
Olay, sahilin Nuh’un Gemisi’ne dönüşmesini tamamen olmasa da soğuttu. Pazar gecesi salsa ve hip-hop çalan dört farklı DJ’in yanından, kumda poz veren Örümcek Adam’ın yanından, bebek partileri veya “yetişkinlere yönelik gösteriler” için kiralık bir palyaçonun reklamını yapan bayrağın yanından geçerken, iki boa’lı 13 yaşındaki Elias Cabrera vardı. dar beline ve omuzlarına dolandı.
“Ben yılanlardan daha küçüğüm” dedi doğru bir şekilde. “Arkadaşlarım bunun harika olduğunu düşünüyor.” Elbette ama ailesi? “Etkilendiler.” İki ay önce elinde sakallı bir ejderhayla tahta kaldırıma çıktı ve hayal kırıklığı yaratan 15 dolar kazandı. Aynı günün ilerleyen saatlerinde yılana geçtiğinde 200 doları cebine attı. Garip yaz pazar günlerinin geri kalanı hızla şekillendi.
Ücret ödeyen bir müşteri ona yaklaştığında, vücudundan bir yılan çıkarır ve onu omuzlarının üzerinden geçirir. Göğsüne yılan dolanan küçük kız, cesaretinin tükendiğini görünce gözlerini kapadı ve çığlık attı.
Ortaokulda okuyan Bayan Cabrera sadece yılan modelliği yapıyor; Bunların sahibi değil. Sürüngenler, 56 yaşındaki Robert Johnson’ın Crown Heights’taki kalabalık evinde yaşıyor; burada yaklaşık 30 yılanla birlikte doğup büyüdüler. Yıllardır hafta sonları bunlardan birkaçını tahta kaldırıma getirdiğini ve eve günde 500 dolara kadar selfie götürebildiğini söyledi.
“Komşularım onları seviyor çünkü fareleri uzak tutuyorum” dedi. “Yılanların, farelerin hoşlanmadığı bir kokusu var.” Hoşlanmadıkları tek şey bu değil. Bay Johnson ayda iki kez bir mağazadan bir grup “jumbo fare” satın alıyor ve boasını ikişer ikişer besliyor.
Bu yazın başlarında komşuları olan Bay Gibbons ve Bayan Cabrera ile tanıştı. Onlara bağışlardan cömert bir pay ödediğini söyledi. Yılanları için gezinti yeri bir kenar çizgisidir. Bay Johnson, “Müzik videoları yapıyorum” dedi. “Modeller yapıyorum. Çocukların doğum günü partilerini organize ediyorum.”
Pazar günü yanında getirdiği iki boanın isimleri Trinity ve Morpheus’tu. “‘The Matrix’i seviyorum” diye açıkladı.
Güneş batmadan önceki büyülü saatine yaklaşırken, 80 kiloluk bir yılan taşıyan kızı görünce küçük kalabalıklar oluştu ve çığlık attı. Elektrikli arabadaki polis memurları, gösteriye ilgisiz bir şekilde geçerken kibarca bip sesi çıkardı.
Başka bir adam da kendine ait iki yılanla geldi. pitonlar. 3 yaşındaki büyük olanı fare yerken, 1 yaşındaki küçük olanı hala fare yiyor. Ancak birkaç metre ötedeki boaların enerjisinden yoksun oldukları için sıcak tahtaların üzerine kayıtsızca uzandılar ve insanlar yanlarından geçip gitti. Sahibi Canarsie’den 23 yaşındaki Prens Taylor, “Dost canlısılar” diye vurguladı. “Onları ben eğittim.”
Bay Johnson, son haftalarda yılan savaşçıları arasındaki rekabetin azaldığını, çünkü “valabiyle birlikte her şeyin mahvolduğunu” söyledi. Ve böylece, ağzı açık kalan aileleri selamlayan gizli silahı Bayan Cabrera sayesinde Pazar günü cebindeki para tomarı büyümeye devam etti.
“Eğer onu bir kızın yaptığını görürsen,” dedi, “korkma.”
13 yaşındaki bir kız, Coney Adası’ndaki tahta kaldırımda yüzlerce insanın önünde dev bir yılanı omuzlarının üzerinden attığında, bariz soru şu oluyor: Bunun bununla ne ilgisi var? Bunu neden yapıyorum? – düşmek.
Acımasız ağırlığı ve rahatsız edici derecede serin, dalgalı kütlesi kollarınızdan ve boynunuzdan aşağı doğru dalgalanıyor. Bu bir bakıma aydınlatıcıdır: Endişeleriniz, endişeleriniz ve hayalleriniz geride kaldı. Sadece sen ve yılan var.
Bu, Coney Adası’ndaki “Yılan Yazı”ydı; çürük ve dengesiz tahtalar boyunca gelip giden sayısız fantastik gösterinin sonuncusuydu. Sadece 5 dolar karşılığında siz de canlı fareleri yiyen ve üzerinize fare yiyen ağır bir şey yerleştirildiğinde doğal olarak oluşan ani sarsıntılardan hoşlanmayan 40 kiloluk bir boa ile selfie çekebilirsiniz.
Coney Adası’nda fotoğraflanabilecek yaban hayatının çeşitliliği, bu ay genç bir adamın evcil hayvanı Avustralya yerlisi kanguruya polis tarafından tahta kaldırımda el konulduğunda manşetlere çıktı. Yakınlarda yaşayan 23 yaşındaki Mike Gibbons adlı adama valabi beslemek için izne ihtiyacı olduğu söylendi ve evcil hayvanı Long Island’daki bir hayvan barınağına götürüldü.
19 Ağustos’ta yaşanan bu olay, son birkaç haftadır Coney Island’ı ziyaret eden ve insanların Nathan’s Famous’ı yemek için oturdukları yerden sadece birkaç metre ötede sergilenen çok sayıda yaratığı gözlemleyen hiç kimse için sürpriz olmadı. Aslında, her 12 feet’te bir kişinin kişisel buzdolaplarından açıkça bira ve likör sattığı bir yerde, izin olmadan valabi en bariz şey olmazdı.
Pazar günü kafasının üstünde bir papağanla gezinti yolunda kararlı bir şekilde duran Bay Gibbons, “Aslında bunlar, kedi ya da köpek dışında hiç kimsenin bir hayvana sahip olması için tasarlanmamıştır” dedi. Diğer evcil hayvanını özlüyor: “Oldukça fazla araştırma yaptım. Wallabies yaşam alanıma uyum sağlıyor. Sadece etrafta zıplayıp duruyor. Ona oynaması için oyuncaklar veriyorum.” Şöyle ekledi: “Sınırlarımı biliyorum. Ben kaplan edinmek isteyen insanlardan değilim.”
(Ama cidden: gezinti kaplanı.)
Olay, sahilin Nuh’un Gemisi’ne dönüşmesini tamamen olmasa da soğuttu. Pazar gecesi salsa ve hip-hop çalan dört farklı DJ’in yanından, kumda poz veren Örümcek Adam’ın yanından, bebek partileri veya “yetişkinlere yönelik gösteriler” için kiralık bir palyaçonun reklamını yapan bayrağın yanından geçerken, iki boa’lı 13 yaşındaki Elias Cabrera vardı. dar beline ve omuzlarına dolandı.
“Ben yılanlardan daha küçüğüm” dedi doğru bir şekilde. “Arkadaşlarım bunun harika olduğunu düşünüyor.” Elbette ama ailesi? “Etkilendiler.” İki ay önce elinde sakallı bir ejderhayla tahta kaldırıma çıktı ve hayal kırıklığı yaratan 15 dolar kazandı. Aynı günün ilerleyen saatlerinde yılana geçtiğinde 200 doları cebine attı. Garip yaz pazar günlerinin geri kalanı hızla şekillendi.
Ücret ödeyen bir müşteri ona yaklaştığında, vücudundan bir yılan çıkarır ve onu omuzlarının üzerinden geçirir. Göğsüne yılan dolanan küçük kız, cesaretinin tükendiğini görünce gözlerini kapadı ve çığlık attı.
Ortaokulda okuyan Bayan Cabrera sadece yılan modelliği yapıyor; Bunların sahibi değil. Sürüngenler, 56 yaşındaki Robert Johnson’ın Crown Heights’taki kalabalık evinde yaşıyor; burada yaklaşık 30 yılanla birlikte doğup büyüdüler. Yıllardır hafta sonları bunlardan birkaçını tahta kaldırıma getirdiğini ve eve günde 500 dolara kadar selfie götürebildiğini söyledi.
“Komşularım onları seviyor çünkü fareleri uzak tutuyorum” dedi. “Yılanların, farelerin hoşlanmadığı bir kokusu var.” Hoşlanmadıkları tek şey bu değil. Bay Johnson ayda iki kez bir mağazadan bir grup “jumbo fare” satın alıyor ve boasını ikişer ikişer besliyor.
Bu yazın başlarında komşuları olan Bay Gibbons ve Bayan Cabrera ile tanıştı. Onlara bağışlardan cömert bir pay ödediğini söyledi. Yılanları için gezinti yeri bir kenar çizgisidir. Bay Johnson, “Müzik videoları yapıyorum” dedi. “Modeller yapıyorum. Çocukların doğum günü partilerini organize ediyorum.”
Pazar günü yanında getirdiği iki boanın isimleri Trinity ve Morpheus’tu. “‘The Matrix’i seviyorum” diye açıkladı.
Güneş batmadan önceki büyülü saatine yaklaşırken, 80 kiloluk bir yılan taşıyan kızı görünce küçük kalabalıklar oluştu ve çığlık attı. Elektrikli arabadaki polis memurları, gösteriye ilgisiz bir şekilde geçerken kibarca bip sesi çıkardı.
Başka bir adam da kendine ait iki yılanla geldi. pitonlar. 3 yaşındaki büyük olanı fare yerken, 1 yaşındaki küçük olanı hala fare yiyor. Ancak birkaç metre ötedeki boaların enerjisinden yoksun oldukları için sıcak tahtaların üzerine kayıtsızca uzandılar ve insanlar yanlarından geçip gitti. Sahibi Canarsie’den 23 yaşındaki Prens Taylor, “Dost canlısılar” diye vurguladı. “Onları ben eğittim.”
Bay Johnson, son haftalarda yılan savaşçıları arasındaki rekabetin azaldığını, çünkü “valabiyle birlikte her şeyin mahvolduğunu” söyledi. Ve böylece, ağzı açık kalan aileleri selamlayan gizli silahı Bayan Cabrera sayesinde Pazar günü cebindeki para tomarı büyümeye devam etti.
“Eğer onu bir kızın yaptığını görürsen,” dedi, “korkma.”